Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Bohem'in Gezileri etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Tanıtım Yazısı

İçimden Geçenler İçimden Geldiği Gibi!

       24 Şubat 2020'de ilk blog yazımı yazdığımda internet sitemde gündeme, genel kültüre, topluma yönelik yazdığım yazıları bir sohbet havası eşliğinde yayımlamayı planlıyordum. Bu yüzden bloguma "İçimden Geçenler İçimden Geldiği Gibi" mottosunu uygun bulmuştum.     Her insan içinde bir miktar huzursuzluk taşır. İşte bu huzursuzluk; insanı araştırmaya, üretmeye, yapmaya, sıradışı olana iter.     Kimisi maymun iştahlıdır: Kendini aramak adına bir şeyler yapmaya çalışır, vazgeçer. Kimi insan şanslıdır: Kendini çabucak bulur. Kimi insan talihsizdir: Kendini bulduğunu sanar ama kendini ebediyen kaybetmiştir.     Bu insanlar bir nebze de olsa huzuru bulmuştur. Onlar huzuru, huzursuzluklarını hissettikleri anda dışarı vermekle bulurlar.      Ahmed Hamdi Tanpınar'ın Huzur romanı için husursuzluğun kitabı derler. Fernando Pessoa'nın da Huzursuzluğun Kitabı adlı bir eseri vardır. Oysa bütün kitapları oluşturan huzursuzluk düşüncesi değil midir?    Ken

Bohem'in Gezileri: Trabzon Tarih Müzesi

   Bir ağustos günü, Trabzon'da aylak aylak gezerken ayaklarım beni Tabakhane'ye doğru çekti.    Bir yandan Tabakhane'nin dokusunu içime çekip diğer yandan futbol düşünürken  Trabzon Tarih Müzesi yazısı   gözüme ilişti.    O zaman Tabakhane'ye doğru yol almamın nedeni, şehre biraz yüksekçe bir yerden bakmak ve üniversite yıllarımdan beri ilgimi çeken Trabzon surlarıyla ilgili kafamdaki düşünceleri toparlayabilmekti. Böylelikle Trabzon tarihi hakkında bakış açımı zenginleştirecektim.     Trabzon, Tabakhane tarafına kurulmuş bir şehir. Zaten Tabakhane, Trabzon Kalesi'nin yukarısında ve arka tarafında kalmaktadır. Demek ki şehir, kurulurken denizden yukarıya doğru yerleşme göstermiş.    Bu anlamda Tabakhane, Trabzon' un canlı tarihidir.     Trabzon Tarih Müzesi adını ilk gördüğümde garipsedim. Tabakhane'de olan bir Tarih müzesi, herhâlde genel tarih (general history) üzerine olamazdı. Önce bu adlandırmanın, İngilizce özentiliğinden kaynaklandığını düşündüm. Tra